Tüketicinin Korunması Alanında “Finansal Tüketici İşlemleri” Raporu / 2023
GİRİŞ |
Dünyada ve ülkemizde tüketim faaliyetlerinin, üretim ilişkilerinin bir sonucu olması ile ekonomik faaliyetlerin sonuçları itibariyle üretim/tüketim ilişkisini belirlemesi açısından oldukça önemlidir.
Genel olarak ekonomik faaliyetlerin işleyişine ve sonuçlarına bakmadan, üretim tüketim ilişki sürecini ve yaşanan tüketici sorunlarını değerlendirmenin yeterli olmayacağı açıktır.
Bileşeni olan tüketici örgütlerinin 27 yıllık uzun soluklu deneyimleriyle çalışmalar yürüten ve Ülkemizin ilk tüketici çatı örgütü olan Tüketici Örgütleri Konfederasyonunun (TÖK) hak arama mücadelesinin öncü gücü olarak. ve Consumer International üyeliğiyle Dünyada ülkemizi temsil etmektedir.
Aynı zamanda, tüketici haklarının geliştirilmesi, Yasaya ve hukuka karşı uygulamaların ortadan kaldırılması, Tüketici yurttaşların mağduriyetlerinin önlenmesi, Tüketici bilincinin geliştirilmesi, Toplumsal hak arama kültürünün oluşumu ve gelişimi çalışmalarında üstlendiği görev ve sorumluluklarının bilincindedir.
Kamu otoritesinin, Anayasanın 172. Maddesi, Evrensel Tüketici Hakları ile Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanunun amaç 1. maddesinde belirtilen gönüllü tüketici örgütlenmelerinin desteklenmesine yönelik sorumluluklarını ve görevlerini bu güne kadar yeterince yerine getirmemesi tüketici hareketinin gelişim sürecine olumsuz etkiler yaratmıştır.
2023 yılında da önceki yıllarda olduğu gibi yaşanmakta olan ekonomik krizin etkilerini de eklediğimizde Finans sektörünün, yine ülkenin en karlı kuruluşları olduğu gibi, tüketici yurttaşların mağduriyetine yol açan uygulamalarının yoğun biçimde artarak devam ettiğini görebiliyoruz.
Özellikle son iki yılda haksız zamların ve fahiş fiyat artışlarının olumsuz etkilerini tüketiciler her geçen gün daha da fazla hissetmektedirler. Mal ve hizmet piyasasında yaşanan, yasa hukuk tanımaz uygulamalar sonucu tüketicilere yönelik olumsuzluk yaratan girişimlerin yanında, finans sektörünün haksız uygulamalarına karşı hak ve hukuk mücadelesi verilmeye devam edilmektedir!…
İlk kez yürürlüğe girdiği Eylül/1995 yılından günümüze kadar geçen süreçte Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanunun işleyişinde ve tüketicilerin yaşadıkları uyuşmazlıklardan kaynaklı sorunlara ilişkin geçen 29 yılı aşkın süreçte geldiğimiz noktaya baktığımızda gelişmelerin olması gereken noktada olmadığı açıktır. Ülkemizin ekonomik olarak yaşadığı darboğaz yaşamımızda somut birtakım değişikliklere neden oluyor. Krediler ve kredi kartlarından kaynaklı icra takiplerinin önceki döneme göre kat be kat arttığı, takibe düşme oranının 2006 yılından bu yana en yüksek aşamaya geldiği, bu nedenle sosyal patlamaların artan oranda yaşandığı gerçeği yanında, konut satış ve kiralardaki orantısız artışların yarattığı sorunlardan dolayı tüketicinin yaşamı alt üst olmuştur.
2023 yılında da insafsız zam fırtınasıyla ülkemizde zamlar dur durak bilmeden devam etmesi nedeniyle,
başta akaryakıt fiyatları olmak üzere art arda yapılan artışlar, üretim girdilerine yapılan büyük orandaki zamlar Tüketicinin yaşamına yağmur gibi yağmaya devam etmiştir.
Açıklanan enflasyon oranları hayatın akışından kopuk, gerçeklerden uzak bir hal almıştır. TÜİK’in açıklamasına göre enflasyonun 2023 yılında yüzde 64,27 arttığı açıklaması uygulama ile çelişen bir sonucu ortaya koymaktadır. Tüm bu yaşananlar tüketicinin alım gücünü çok büyük ölçüde aşağı çekmiş ve olağanüstü artan akaryakıt fiyatlarının iğneden ipliğe zam furyasına neden olması sonucu asgari ücretli, çalışan ve emekli milyonlarca tüketicinin bir bölümünün yoksulluk sınırının çok büyük bir bölümünün ise açlık sınırının altında yaşam sürmeye mahkum edilmesine yol açmıştır.
Bankalar arası Kart Merkezi (BKM) verilerine göre Aralık/2023 de 117.713,320 adet kredi kartı 189.507.582 adet banka kartının kullanımda olduğu tespit edilmiştir.
Merkez Bankası tarafından her ay belirlenen kredi kartı akdi faiz oranı aylık yüzde 3,66, temerrüt (gecikme) faiz oranı ise yüzde 3,96 olarak olağanüstü artırılmış ve kredi kartı kullanıcısı tüketicilerin mağduriyetinin çok büyük ölçüde artmasına neden olmuştur. Temerrüde ve takibe düşme oranının 2006 yılından bu yana en yüksek aşamaya gelmiş olup çözümsüzlüğe doğru yol almaktadır. Diğer yandan tüketici kredilerinin faiz oranları önemli ölçüde artırılmış ve tüketicinin kredi kullanım olanağı neredeyse ortadan kaldırılmıştır.
2023 yılında gerçekleşen finansal işlemler açısından sektörün yasaya ve hukuka aykırı haksız uygulamalarına başlıklarına baktığımızda;
*Gelire bakılmaksızın rastgele kredi kartı dağıtılmaya devam edilmesi,
*Dağıtılan kartların limitlerinin kişinin gelirine göre belirlenmemesi,
*Sözleşme içinde tarihsiz ön bilgi formu imzalatılması,
*Kredi ve kredi kartı sözleşmesinin bir nüshasını tüketiciye verilmemesi,
*Bir kişinin kullanımdaki kredi kartlarına tek limit uygulanması yerine “tuşa bas artıralım” denilerek keyfi olarak her karta ayrı limitler tanınması,
*Merkez Bankası tarafından yüksek tutarda belirlenen kredi kartı akdi ve temerrüt faiz oranları,
*Merkez Bankasının Finansal Tüketicilerden Alınacak Ücretlere İlişkin Usul ve Esaslar Hakkında Tebliğ hükümlerinin kontrolsüz bir biçimde tüketiciye yük getirmesi ve ihlal edilmesi,(aynı şubede bulunan iki hesap arasındaki işlemlerden bile ücret alınması kabul edilemez bir durumdur.)
*Asgari ödemesini yapan ya da temerrüde düşen kredi kartlarına bileşik faiz uygulanması,
*Havale ya da EFT yapan tüketiciden yüksek masraf alınmasına devam edilmesi, yasal düzenlemelere rağmen aynı şubede bulunan iki ayrı hesaptan birbirine EFT/Havale yapılmasından ücret alınması.
* Kredi kartından her koşulda yüksek tutarlarda ücret/aidat, alınması,
*Konut başta olmak üzere, alınan tüketici kredilerinde bilgi ve onay dışında sigorta yapılması,
* Varlık Yönetim Şirketlerine (VYŞ) devredilen ölü ve canlı alacaklardan kaynaklı üretilen sorunlar,
* Tüm aykırı uygulamalara karşı kamu otoritesi olan MB ve BDDK nın görevlerini yeterince yapmaması,
Finansal Tüketicilerden Alınacak Ücretlere İlişkin Usûl Ve Esaslar;
Merkez Bankası tarafından çıkarılan Finansal Tüketicilerden Alınacak Ücretlere İlişkin Usûl Ve Esaslar Hakkında Tebliğ’in Ücretlerin değiştirilmesi başlıklı MADDE 7 – (1) de,Bu Tebliğdeki parasal sınırlar ve azami ücretler her yıl, Türkiye İstatistik Kurumunca bir önceki yılsonu itibarıyla açıklanan yıllık tüketici fiyat endeksi artış oranında Merkez Bankasınca artırılarak bahse konu oranın açıklanmasını takip eden ilk iş günü bankalara bildirilir. Kuruluşlar sözleşmede belirledikleri ücretlere ilişkin artışları, artış uygulanmaya başlanmadan en az otuz gün önce finansal tüketiciye yazılı olarak veya kalıcı veri saklayıcısı yoluyla veya kaydı tutulan telefon vasıtasıyla bildirmek zorundadır. Bu bildirim üzerine finansal tüketicinin kendisine bildirim yapıldığı tarihten itibaren on beş gün sonrasına kadar ürünün veya hizmetin kullanımından vazgeçme hakkı vardır. Bu hakkın kullanılması hâlinde uygulanacak ücret artışının yürürlüğe girdiği tarihten itibaren ilave ücret alınamaz. Denilmesine rağmen uygulamadıkları gibi, Tebliğ’in Para ve kıymetli maden transfer işlemleri başlıklı MADDE 12 – (1) Finansal tüketicinin hesabının bulunduğu kuruluşun işlem alanlarından herhangi birini kullanmak suretiyle kendi hesabına para yatırması ile hesabın bulunduğu şubeden finansal tüketici adına üçüncü kişilerin para yatırması işlemlerinden ücret alınamaz. Hükmüne aykırı davranarak EFT/Havale masrafları almaktadırlar.
Finans Kuruluşları (Bankalar) Kredi Kartlarından ve Tüketici Kredilerinden Kaynaklı İşlemlerde Sorun üretmeye Devam Ediyor!
Tüketicilerin finansal işlemler ilgili yaşadıkları sorunlar geçmişten buyana en yaygın, en kapsamlı sorunlar olarak karşımızda durmaktadır.
Özellikle de Tüketici kredilerinden ve Kredi kartlarından kaynaklı durumlar ile Finansal işlemlerden alınan ücretlerle ilgili ve Varlık Yönetim Şirketlerine (VYŞ) devredilen ölü ve canlı alacaklardan kaynaklı sorunların ortaya çıkan uyuşmazlık konuları olduğunu görebiliyoruz.
Merkez Bankası tarafından çıkarılan ‘Finansal Tüketicilerden Alınacak Ücretlere İlişkin Usul ve Esaslar Hakkında Tebliğin TKHK nın ruhuna uygun düşmemesi yanında, hükümlerinin yaygın olarak ihlali tüketici açısından oldukça sorunlar yaratmaktadır.
Sözleşme içinde tarihsiz ön bilgi formunun tüketicinin bilgisi dışında imzalatılması, Sözleşmenin bir nüshasının tüketiciye verilmemesi, Mevzuat hükümlerine aykırı olarak, tek limit yerine kişinin her kredi kartına ayrı limit tanınması, MB tarafından Fahiş oranda Kredi Kartı faizi belirlemeye devam edilmesi, Dünyada olmayan aylık ve günlük faiz uygulaması, kredi faizlerinin aşırı yüksekliği, kanunların kesinlikle yasaklamasına karşın, asgari ödeme yapanlardan, temerrüde düşenlerden bileşik faiz (Faizin Faizi) alınması, Kredi işlemlerinde yasak olmasına rağmen zorunlu sigorta yapılmasının şart koşulması, bir ay ödenmeyen kredi taksiti yada kredi kartı harcaması nedeniyle
Emekli maaşına hala bloke konulması gibi birçok haksız uygulama sorunları yaşayan tüketiciler genellikle mağdur edilmektedir. Kredi kartı ücretlerinin belirlenmesini kart çıkaran kuruluşun keyfiyetine bırakılması ile Kredi kartı ücretlerinin hakkaniyet ölçüsünü çok fazla aşan tutarlarda olup, (1000,00-1500,00 TL) tüm itirazlara rağmen bu konuda da yeni düzenlemeler yapılmadığı gibi, şubelerde finansal işlemlerde alınacak ücretlere ilişkin fiyat tarifesi yasaya aykırı biçimde yoktur. gerekli ve yeterli denetimlerde yapılmamaktadır.
Tüketicilerle emekli maaşının taşınması, otomatik ödeme talimatı verilmesi vb. şartlar karşısında kredi kartı ücreti alınmayacağına dair kapmayalar yürütülmesine, sözler verilmesine rağmen bir süre sonra bu taahhütler unutulup ücretler tahakkuk ettirilmeye başlanmaktadır.
Yapılan düzenlemeler gereği, kredi Kartı kullanan Tüketiciye yıllık kart aidatı (…. TL) alınacağı 30 gün önceden tüketiciye bildirilmek zorundadır. Tüketici son ödeme tarihinden itibaren itirazı varsa 10 gün içerisinde yaparak kartını iptal etmek ya da aidatı olmayan kredi kartı talep etmek hakkına sahip olmasına rağmen finans kuruluşu tarafından yeterli bilgilendirmeler yapılmadığından tüketici bu hakkını kullanamamaktadır.
Diğer yandan yıl içinde işlem görmeyen kredi kartlarına yıllık aidat tahakkuk ettirilemez, yasa hükmüne rağmen her koşulda ve dilediği tutarda kart ücretini/aidatını talep ederek alma hakkını gören bankaların yaptıkları haksız işlemlerle neden ülkenin en karlı kuruluşları olduğu gayet iyi anlaşılmaktadır.
Tüketici kredisi ve Kredi kartına uygulanan çok yüksek faiz oranları nedeniyle bankalar ülkenin en karlı kuruluşları olmaya devam etmektedir;
“Merkez Bankası tarafından belirlenen ve Bankalar tarafından kredi kartı işlemlerinde uygulanacak azami faiz oranlarının hesaplanabilmesi için gerekli olan referans oran, bankaların 32-45 gün vadeli olarak açılan Türk lirası cinsi tüm mevduat türlerine uyguladıkları ağırlıklı ortalama faiz oranının ilan tarihi itibarıyla en güncel iki haftalık ağırlıklı ortalaması öngörülmesi karara bağladıklarını açıklamış olup,”
*Türk lirası cinsinden kredi kartı işlemlerinde uygulanacak aylık azami akdi faiz oranı, referans orana 55 baz puan eklenerek belirlenir düzenlemesi uygulamadadır.
*Türk lirası cinsinden kredi kartı işlemlerinde uygulanacak aylık azami gecikme faiz oranı, Türk lirası cinsinden kredi kartı işlemlerinde uygulanacak aylık azami akdi faiz oranına 30 baz puan eklenerek belirlenir denilerek Aşağıdaki tabloda belirlenen oranlara yer vermişlerdir.
2023 yılı sonu itibariyle kredi kartına uygulanan aylık akdi yüzde 3,66 ve gecikme 3,96 oranındaki faizler yanında tüketici kredilerine uygulanan yüzde 6,75 gibi bir oranda uygulanan faizin yüksekliği zaten zor durumda olan tüketicinin tükenmesine neden olmaktadır.
Aşağıdaki örnekte durumun vahametini açıkça göstermektedir.
Bankaların, kar elde etmeleri bakımından keyifleri oldukça iyi olsa gerek. Onları asıl mutlu eden ise, bilançolarına yansıyan büyük kazanç. Bankaların ücret ve komisyon gelirlerindeki artış 2023’te son 10 yılın en yüksek düzeyine çıkmıştır.
Şubeden, ATM’den cep telefonunuzdan yaptığınız kira ödemesi, borç ödenmesi, para (havale-EFT) gönderilmesi sonucu istinasız yapılan her işlemden alınan tefecileri bile kıskandıran haksız kazançlarına kazanç katmışlardır.
İşlem hacmi çok yüksek olan üç büyük bankanın ücret ve komisyon adı altında elde ettiği toplam net gelirinin ortalama yüzde 153 oranında arttığı ortaya çıktı.
Bu üç bankanın dışında diğer bankaların bilançolarında da benzer manzaralarla karşılaşmaktayız. Görünen o ki, tüketicinin kredi almasının iyice zorlaştırıldığı, enflasyon ve hayat pahalılığının ağırlığının olağanüstü arttığı bir dönemde bankalar karlarını korumak için milyonlarca insanın mecbur kaldığı bankacılık hizmetlerine fahiş zamlar yaparak tefecileri kıskandıracak gelir elde etmeleri karşısında yetkili kamu otoritelerinde bu duruma sessiz kaldıkları hatta zemin hazırladıkları aşikardır. Bu haksız kazanç karşısında tefeci uygulamaların bile masum kaldığını söyleyebiliriz.
Türkiye’nin en büyük 10 bankasının kârı geçen yıl 500 milyar lirayı aştı
Türkiye’nin en büyük 10 bankası, 2023’te 506,8 milyar lira net dönem kârı elde etti ve ilgili bankaların toplam kârı önceki yıla kıyasla yüzde 40,4 artış gösterdi.
Bankacılık sektöründeki en yüksek aktif büyüklüğe sahip 10 banka geçen yıl 506,8 milyar liralık kâr elde ederek rekor kırarken, ekonomiye de yaklaşık 10 trilyon liralık destek sağladı.
Bankaların konsolide olmayan finansal tablolarından derlenen bilgiye göre, Türkiye’nin en büyük 10 bankasının geçen yıl sonu itibarıyla aktif büyüklüğü 19,4 trilyon liraya ulaştı. Böylece, 2022 sonuna kıyasla bu bankaların aktif büyüklüğü yüzde 65,8 artış gösterdi. 2022’de en büyük 10 bankanın aktif toplamı 11,7 trilyon lira düzeyindeydi.
Türkiye Bankalar Birliğinin (TBB), “Rakamlarla Bankacılık Sektörü 2023” raporunda açıkladığı verilere göre ise 2023’te Türkiye’deki 63 bankanın toplam aktif büyüklüğü 23,5 trilyon lira oldu.
Mevduat Fonu Toplamı 13 Trilyon Liraya Ulaştı
Bankaların, en büyük fon kaynağı durumundaki mevduatlar da geçen yıl 13 trilyon liraya çıkarak, Bankacılık sektörünün en büyük 10 bankasının mevduat/katılım fonu toplamı ise bir önceki yıla göre yüzde 69 arttığı tespit edilmiştir.
Krediler 10 Trilyon Liraya Yaklaştı
Söz konusu 10 bankanın toplam nakdi kredi desteği ise geçen yıl 9,7 trilyon liraya çıkarken, kamu bankalarının 2023 yılı sonu itibarıyla kredi stoku 4,6 trilyon liraya, özel bankaların ise 5,1 trilyon liraya ulaşması sonucunda 10 büyük bankanın toplam kredi stokunun yüzde 47,4’üne kamu bankaları, yüzde 52,6’sına özel bankalar tarafından gerçekleştirilmiştir.
Öz Kaynaklar Toplamı 1,8 Trilyon Lira
2022’de yaklaşık 1,2 trilyon lira olan söz konusu bankaların öz kaynaklar toplamı, 2023 yılında yüzde 50 artış kaydederek 1,8 trilyon liraya yükselmiştir.
TBB’nin açıkladığı verilere göre de 2023’te Türkiye’deki 63 bankanın toplam öz kaynakları 2,2 trilyon lira olurken, sermaye yeterliliği standart rasyosu da yüzde 19 civarında gerçekleşmiştir.
Bir kez daha ifade ediyoruz i; Merkez Bankası (MB) tarafından, kredi kartı faizi fahiş oranda değil de hakkaniyet ölçüsünde belirlediğinde, BDDK nın, finansal kuruluşların yasaya, hukuka aykırı haksız uygulamaları karşısında seyirci kalmak yerine, düzenleme ve denetleme görevini ihtiyaçlara göre
yapmaya başladığında, konuyla ilgili mevzuat düzenlemelerinde ülke gerçekleri ile tüketici talep ve önerilerinin dikkate alınması ve finansal kuruluşlarının mağduriyetler yaratan yasaya aykırı haksız uygulamalarının ortadan kaldırılmasıyla gerçekçi adımlar atılarak, başta Kredi kartından ve tüketici kredisinden kaynaklı sorunlar olmak üzere bankaların yarattığı sorunlara çözüm üretilmesinin mümkün olacağını ya da yaşanan sorunların önemli ölçüde azalacağını biliyoruz. Finansal işlemlerle ilgili gerek yapılan yeni düzenlemelerle, gerekse bazı yargı kararlarıyla (hesap işletim ücreti iptali gibi), bazı iyileştirmeler hayata geçmiş olsa da finansal kuruluşların hala en karlı kuruluşlar olmasında önemli bir payı vardır.
BDDK nın hazırladığı “Varlık Yönetim Şirketlerinin Kuruluş ve faaliyet Esasları ile Devralınacak Alacaklara İlişkin İşlemler Hakkında Yönetmelik” ile geniş kapsamlı düzenlemeler yapılarak Banka, Banka dışı Mali Kuruluşlar ile Para Sermaye Piyasaları ve Sigortacılık alanında faaliyet gösteren kuruluşların sadece donuk alacaklar değil, canlı alacaklarında VYŞ lere satılabilmesinin önü açılmış oldu. Ödemede 3 aylık gecikme yaşanan borçların donuk alacak adıyla anılması sonucu yapılan işlemler sonucu donuk ve canlı alacakların VYŞ lere devri konusu önümüzdeki süreçte tüketiciler açısından önemli sorunlara yol açacağı kanaatini oluşturmaya devam etmektedir.
Ağırlıklı olarak, tüketici kredileri ve kredi kartlarının işleyişinden ve kullanımından kaynaklanan sorunlar, yıllardır tüketiciler açısından ekonomik yıkımlara, psikolojik bunalımlara, ailelerin dağılmasına ve intiharlara neden olmuştur/olmaktadır.
Zaman zaman yetkililerce kredi kartlarında yaşanan sorunların artış hızında azalma olduğu ifade edilse de, bu yaklaşım gerçeği yansıtmadığı gibi 20223 yılında devam eden fahiş orandaki zamlar nedeniyle alım gücü olağanüstü azalan tüketicinin özellikle de kredi kartı kullanımından kaynaklı takip sayısı hem kişi bazında hem de tutar bazında tarihinde görülmemiş şekilde artmıştır.
Diğer yandan asgari ödemesi yapılarak yaşamını sürdürmeye çalışan kredi kartı sayısının artmasından kaynaklı bileşik faiz uygulaması mağduriyetlerin çok daha artması nedeniyle suç işleme, cinnet geçirme ve intiharların her geçen gün daha da arttığına tanık olmaktayız.
5464 sayılı Banka Kartları ve Kredi Kartları kanununun uygulamada “kredi kartlarında tek limit uygulaması, gelire göre limit belirlenmesi, kredi kartı ücretlerinin çok yüksek oranda belirlenmesi, sözleşme verilmemesi, bileşik faiz alınması, kredilerde ön bilgilendirme formu verilmemesi, dosya masrafı dışında ücret talep edilmesi gibi ihlallerinin yaygın olması ve denetimlerin yok denecek kadar azalması finansal tüketicinin mağduriyetini her geçen gün artırmıştır.
2023 yılı Ocak-Kasım döneminde bireysel kredi kartı borcundan dolayı yasal takibe intikal etmiş kişi sayısı 787,883 olup, Bireysel kredi borcundan dolayı yasal takibe intikal etmiş kişi sayısı ise 780,850 olmuştur.
Bireysel kredi kartı ve bireysel kredi borcundan dolayı yasal takibe intikal etmiş toplam kişi sayısı ise 1.197,035 olmuştur.
Türkiye Bankalar Birliği(TBB) Risk Merkezi tarafından açıklanan verilere göre, Bireysel kredi veya bireysel kredi kartı borcundan dolayı yasal takibe intikal etmiş kişi sayısı aynı dönemde yüzde 44,9 artışla 1 milyon 401 bine yükseldi.
Kasım ayı bireysel kredi kartında yasal takibe düşmüş sayı 93.000 kişi olup, Kredilerde yasal takibe düşmüş sayı 106.000 kişi olmuştur. Tasfiye olacak bireysel kredi ve kredi artı alacakları ise yüzde 40 artışla 47 milyar liraya ulaşmıştır.
Yükselen enflasyon karşısından eriyen maaşlar ve büyük ölçüde düşen alım gücü düşen tüketiciyi kredi kartlarına yüklenmek zorunda bırakırken, kredi kartı borçları alarm vermeye başladı. Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK) verilerine göre, 13 Ocak 2023 haftasında 462 milyar 866 milyon lira düzeyinde olan bireysel kredi kartı hacmi 12 Ocak 2024 haftasında yüzde 157.63 artarak 1 trilyon 194.6 milyar liraya yükseldi.
Ekonomi yönetimi, yüksek enflasyon ortamında geçim derdine düşen vatandaşın son kalesi olan kredi kartlarında şimdilik can yakıcı, sınırlayıcı adımlar atmamayı tercih ediyor.
Ancak ilerleyen günlerde kredi kartlarına yönelik faiz, limit veya taksitte sınırlama bekleniyor. Bireysel kredi kartı borçları 18 yılın zirvesine tırmanarak 1.2 trilyon liraya ulaştı. BDDK verilerine göre, kredi kartı borçlarının 684.3 milyar lirası taksitsiz, 510.3 miyar lirası taksitli olarak borçlardan oluşuyor. Bireysel kredi kartı borçlarının, toplam TL krediler içinde payı da yüzde 15’i aşarak son 18 yılın zirvesine çıkmış durumda.
Bankalararası Kart Merkezi (BKM) aralık ayı verilerine göre, aralık ayı itibarıyla Türkiye’de kredi kartı sayısı ise 117.7 milyona ulaştı. Öte yandan BDDK, önceki gün yapılan değişiklikle bankalara, kanıtlanabilir onay veya talep olmadan kişiler adına kredili dahil herhangi bir hesap açılamayacağı, hesap limit artışı ve kredili hesaptan herhangi bir tahsilat yapılamayacağını belirtildi.
Tuzaklara karşı tüketiciye öneriler!!!
*Kart limitine göre değil gelire göre harcama yapılmalıdır.
*Taksitle ürünü kredi kartıyla alıp, asgari ödeme yapılırsa alınan ürünün fiyatı pahalıya mal olur.
*İhtiyaç her ne ise, kredi kartından asla nakit çekim yapılmamalıdır.
*Borç nedeniyle takip var ise kaçmamalı, haksız talep var ise süresinde itiraz edilmelidir.
*Birden fazla kredi kartıyla kullanmak yerine ödeme ve kontrol kolaylığı için tek kart kullanılmalıdır.
*Kredi kartının hesap kesim tarihini ödeme süresini geçirmemek için maaşın yattığı tarihten sonraki bir tarihe göre belirlemelidir.
*Kart aidatı konusuna dikkat edilmeli, gerektiğinde üyelik ücreti olmayan kart talep edilmelidir.
*Her ay kredi kartı hesap özeti incelenmeli, uygun olmayan işlemler için son ödeme tarihiden itibaren en geç 10 gün içerisinde itiraz edilmelidir.
*Asgari ödeme tuzağına düşmemek için dönem sonu borcunun tamamını ödenmelidir.
*Unutulmamalı ki kredi kartını kullanırken kurallara uyduğumuzda kredi kartı iyi bir ödeme aracıdır.
Sonuç olarak.
Ulusal Yargı Ağı (UYAP) verilerine göre bu yılın ilk haftasında icra ve iflas dairelerine toplam 203 bin yeni dosya geldi. 181 bin dosya ise sonuçlandırıldı. İcra dairelerinde derdest bulunan dosya sayısı yılın ilk haftasında 21 bin adet artarak Ocak/2022 ilk günleri itibariyle 22 milyon 593 bin adet oldu.
Bankaların ve BDDK nın hakim anlayışına göre, “Bir banka için kredi kartını düzenli ödeyen bir müşteri iyi bir müşteri değildir. Bankalar kredi kartı borcunu düzenli ödeyen vatandaştan hiçbir şey
kazanmıyorlar. Türkiye’deki herkes kredi kartını düzenli ödesin, bankalar bir ay sonra kredi kartını iptal eder. Bankalar kazanamadığı bir işi niye yapsın? Yaklaşımı bankacılık sektörü uygulamalarının ve kamu otoritesinin bakış açısını yaşanan sorunların nedenlerini bütün çıplaklığı ile ortaya koymaktadır. Bu nedenlerle de, Finansal kuruluşlar (Bankalar) tarafından yasa ve hukuk kurallarının ihlallerine son verilerek, tüketici istismarlarına nokta konulduğunda, Merkez Bankasının, kredi kartı faizini, fahiş oranda değil de hakkaniyet ölçüsünde belirlediğinde, kart ücretini fahiş oranda belirleyen kart çıkaran kuruluşlara dur dediğinde, Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK) finans kuruluşlarının yasaya aykırı haksız uygulamaları karşısında seyirci kalmak yerine, düzenleme ve denetleme görevini gerektiği gibi yapmaya başladığında, konuyla ilgili mevzuat düzenlemelerinde ülke gerçekleri ile tüketici talep ve önerilerinin dikkate alınması ve bankaların mağduriyetler yaratan yasaya aykırı haksız uygulamalarının ortadan kaldırılmasıyla gerçekçi bir yeniden yapılandırma yapılarak, başta Kredi kartından ve tüketici kredisinden kaynaklı sorunlar olmak üzere bankaların yarattığı sorunlara çözüm üretilmesinin mümkün olacağını ya da yaşanan sorunların önemli ölçüde azalacağını biliyoruz.