“Telekomünikasyon Alanında Yaşanan Sorunlar.”

GİRİŞ

Dünyada ve ülkemizde tüketim faaliyetlerinin, üretim ilişkilerinin bir sonucu olması ile genel ekonomik faaliyetlerin sonuçları itibariyle üretim/tüketim ilişkisini belirlemesi açısından oldukça önemlidir. Genel olarak ekonomik faaliyetlerin sonuçlarına bakmadan, üretim tüketim ilişki sürecini ve yaşanan tüketici sorunlarını değerlendirmenin yeterli olmayacağı da açıktır. 

2021 Yılı Hak Arama Sürecinde telekomünikasyon alanında yaşanan Sorunlarına baktığımızda, geçmiş yıllarda olduğu gibi, 2021 yılında da Covid19 pandemisinin de etkisiyle ülkemizde hak ihlallerinin boyut kazanarak devam etmesi hak arama mücadelesinde daha etkili ve yoğun emek harcamayı zorunlu ve gerekli kılmaktadır.                                                                                                        

Bileşeni olan tüketici örgütlerinin 25 yılı bulan uzun soluklu mücadele deneyimleri ışığında çalışmalar yürüten ve Consumer International üyesi olarak Dünyada ülkemizi temsil eden Tüketici Örgütleri Konfederasyonunun (TÖK) hak arama mücadelesinin öncü gücü olarak. Ülkemizin ilk tüketici çatı örgütü olmuş. Tüketici haklarının geliştirilmesinde, Yasaya ve hukuka karşı uygulamaların ortadan kaldırılmasında, Tüketici yurttaşların mağduriyetlerinin önlenmesinde, Tüketici bilincinin gelişmesinde, Toplumsal hak arama kültürünün oluşumu ve gelişiminde üstlendiği görev ve sorumluluklarının bilincindedir.

Kamu otoritesinin, Anayasanın 172. Maddesi, Evrensel Tüketici Hakları ile Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanunun amaç 1. maddesinde belirtilen gönüllü tüketici örgütlenmelerinin desteklenmesine yönelik sorumluluklarını ve görevlerini bu güne kadar yeterince yerine getirmemesi tüketici hareketinin gelişim sürecine olumsuz etkiler yaratmıştır.                        

2021 yılında da önceki yıllarda olduğu gibi Bankacılık sektöründe, tüketici yurttaşların mağduriyetine yol açan uygulamaların yoğun biçimde ön plana çıktığını görebiliyoruz.

COVİD 19 Pandemisinin yarattığı ağır koşulların yanında haksız zamların ve fahiş fiyat artışlarının olumsuz etkileri yanında yaşanmakta olan haksız, yasa hukuk tanımaz uygulamalara, mal ve hizmet piyasalarında tüketicilere yönelik olumsuzluk yaratan girişimlere karşı olduğu gibi telekomünikasyon sektörünün haksız uygulamalarına karşı hak ve hukuk mücadelesi verilmeye devam edilmektedir!…

İlk kez yürürlüğe girdiği Eylül/1995 yılından günümüze kadar geçen süreçte Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanunun işleyişinde ve tüketicilerin yaşadıkları uyuşmazlıklardan kaynaklı sorunlara ilişkin geçen 26 yılı aşkın süreçte geldiğimiz noktaya baktığımızda gelişmelerin olması gereken noktada olmadığı açıktır.

Ticari işletme yetkilileri ve çalışanlarının satıcı ve hizmet veren olduğu gibi, tüketici olduklarını da unutmadan sorumluluklarını öncelikli olarak yerine getirmeleri gerekliliği vardır.

Bu nedenle başta tüketicinin korunması hakkındaki kanun olmak üzere, ilintili kanunları bilmeleri ve uygulamaları için meslek içi eğitimler gerçekleştirmeleri gerekmektedir.

Mal ve hizmet piyasalarının duruşu, Kanun gereği ortak sorumluluklarından hareketle, tüketici memnuniyetini ilke edinerek ve sorumlu davranarak çözüme yönelmeleri öncelikli olmalıdır.

Ticaret kesiminin çalışmalarına ilişkin gerekli düzenlemeleri yapma, faaliyetlerinin sürdürülmesine ilişkin önlemleri alma,  gerekli kolaylıkları sağlama görevleri olan Ticaret Bakanlığının Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun kapsamında, kanunun uygulanmasında tüketiciyi korumakla yetkili olması başlangıçtan günümüze adil, gerçekçi ve objektif bir yaklaşım, bir uygulama olmadığı gerçeği bugün ortaya çıkmıştır.

de sürekli olarak gündeme getirdiğimiz ve gerçekleşinceye kadar da getirmeye devam edeceğimiz Almanya Federal Tüketici Bakanlığı ve Dünyada bir çok ülke örneğinde olduğu gibi, ülkemizde de tüketicinin korunması konusuna objektif bir bakış açısıyla yaklaşılarak, konunun özü gereği ülke gerçekleri ile tüketici ihtiyaçlarını öncelikli olarak tespit edecek, tüketicinin haklarına ilişkin düzenlemeleri gerçek anlamda somut bir biçimde yapacak ve yürütecek bir idari yapının kurulması ve bu idari yapının da nihai olarak TÜKETİCİ BAKANLIĞI kurulması gerekliliği vardır.

2021 yılında gerçekleşen telekomünikasyon alanındaki işlemler açısından Telekomünikasyon sektörünün yasaya ve hukuka aykırı haksız uygulamalarına başlıklarına baktığımızda;

* Taahhütlü kampanyalarda TKHK ilgili hükümleri ile BTK tüketici hakları yönetmeliğine aykırı uygulamalar yapılması,

*Özellikle iletişim araçları yoluyla kurulan sözleşmelerin bir nüshasının veri sağlayıcısı üzerinden tüketiciye verilmemesi, Cayma hakkının kullandırılmaması.

*Caymadan kaynaklı olan cezai işlem tüketicinin lehine olan tutar değil, tüm taahhüt süresini içeren indirimler hesaplanarak yüksek tutarların talep edilmesi,

*Tüketicinin vicdanında mahkum edilmiş sabit ücreti alınmaya devam edilmesi ve her yıl bilgi verilmeden faturalara zam yansıtılması,

* Taahhütlü aboneliklerde süre bitimine yakın hizmet veren şirketin süre uzatımı yapması nedeniyle ek tutarların faturaya yansıtılması,

*Taahhütlü aboneliklerde bilgilerin tüm şirketlerle paylaşılması nedeniyle süre bitmeden yapılan aramalar ve gönderilen mesajlardan kaynaklı tacizlerin yaşanması,

*Uygulanan kampanyaların tek yanlı olarak bilgi bile vermeden değiştirilmesi,

*Üç günde bir yeni kampanya üreterek tüketici yurttaşa dayatılması,

*Özellikle internet aboneliklerinde kurulum yapılmadan verilmeyen hizmetin faturalandırılması,

*Etiket, fiyat listesi ve tarifelerin yaygın olarak bulundurulmaması,

* Yasaya ve hukuka aykırı uygulamalara karşı kamu otoritesinin görevini yeterince yapmaması

*Faturaya yansıtılan dolaylı vergilerin tüketici yurttaşların yaşamına olumsuz etkilerinin yaygın bir biçimde yaşanması,

*Faturaya tahakkuk ettirilen dolaylı vergilerden KDV alınması, (verginin vergisi olur mu!)

* BAZ istasyonu sorununa çözüm üretilmemesi,

*KVKK aykırı bir biçimde yapılan zamansız ve sayısız aramalar, gönderilen mesajlar tüketicinin yaşamını azaba çevirmiş olup, bu konuda yapılan denetimler oldukça yetersiz kaldığı görülmektedir.

Ülkemizde Telekomünikasyonsektörüne ilişkin TÖK Araştırma Merkezimiz (TÖK-AR) tarafından hazırlanan 2021 yılı Telekomünikasyon sektörü uygulamaları raporu aşağıdadır/ektedir   Fuat Engin/Genel Başkan

Telekomünikasyon Sektörünün sorumlulukları, Tüketicinin Hakları;

Telekomünikasyon İşletmecilerinin, elektronik haberleşme hizmetlerine erişim ve bu hizmetlerin kullanımına ilişkin asgari bilgileri talep olmaksızın tüm tüketicilere sunmak ve bu bilgilere kolayca ulaşılabilmesini sağlamakla yükümlüdür.

Sunulacak hizmetin ayrıntısına ilişkin olarak; hizmetin tanımı ve kapsamı, hizmete erişim ve hizmetin kullanımı konusunda genel hüküm ve şartlar, hizmet için uygulanacak tarifeler ve varsa abonelik paketleri, tarifelerin içerdiği vergi türleri ile bu vergilerin tarifeler hesaplanırken tarifelere yansıtılma oranı, doğru tüketici algısının oluşması amacıyla tarifelerin yalnızca tüm vergiler dâhil değeri, işletmeciler tarafından varsa abonelere tazminat verme ve geri ödeme yapma şartları, varsa sunulan bakım/onarım hizmetlerinin çeşitleri, asgari sözleşme süresini de içerecek şekilde standart sözleşme şartları, Tüketici şikâyetlerine yönelik çözüm mekanizmaları  tüketici ile paylaşılmalıdır.

Özel içerikli hizmetleri sunan işletmeciler, hizmetin içeriğine ve ücretine ilişkin olarak tüketiciyi doğru bilgilendirmekle yükümlüdür.

İşletmeci tarafından sunulan özel içerikli hizmete ilişkin yapılan bilgilendirme ücretsiz olmalıdır.

şletmeciler, kampanya şartları, süresi, hedef kitlesi ve benzeri hususlar hakkında tüketicileri, basın, yayın organları ve/veya internet siteleri üzerinden gerçekleştirecekleri yayın, reklâm ve/veya benzeri yöntemler ile açık ve anlaşılabilir bir şekilde ve ayrıntılı olarak bilgilendirmekle yükümlüdür.

-Başlangıç ve bitiş süreleri başta olmak üzere kampanya şartları hakkındaki ayrıntılı bilgiler, kampanya süresince işletmecilerin internet sitelerinde tüketicilerin kolaylıkla erişebilecekleri şekilde yayımlanır.

İşletmeciler, kampanyalar dâhilinde taahhüt ettikleri tüm edimleri zamanında, tam ve gereği gibi yerine getirmekle yükümlüdür.

-Kampanya şartlarında zorunluluktan doğan değişiklik yapılması halinde, tüketicilerin kazanılmış hakları saklı kalmak kaydıyla, bu değişiklikler uygulanmaya başlanmadan önce tüketiciler bilgilendirilir.

Elektronik haberleşme hizmetlerinden yararlanan tüketicilerin 5809 sayılı Elektronik Haberleşme  Kanunu  dayanak yapılarak hazırlanan “Elektronik Haberleşme Sektöründe Tüketici Hakları Yönetmeliği” ile belirlenen Haklarına baktığımızda;

*Benzer konumdaki tüketicilerin hizmetlere eşit şartlarda erişebilme ve ayrım gözetmeyen adil ücretlerle hizmetlerden yararlanma hakkı,

*Tüketicilerin elektronik haberleşme hizmeti sunan işletmecilerle abonelik sözleşmesi yapabilme hakkı,

*Abonelerin kişisel verilerinin kamuya açık rehberlerde yer alıp almamasını talep etme hakkı,

*Rehber hizmetinden ücretli ve/veya ücretsiz yararlanma ve ayrım gözetilmeksizin kaydolma hakkı,

*Acil arama hizmetleri hakkında bilgilendirilme ve bu hizmetlere ücretsiz erişebilme hakkı,

*Abonelerin ayrıntılı fatura talep edebilme hakkı,

*İşletmecinin sunacağı elektronik haberleşme hizmetinin kapsamı hakkında bilgi alabilme hakkı,

*Abonelere sunulan hizmet için uygulanacak tarifeler konusunda açık, detaylı ve güncel bilgilere erişebilme hakkı ile tarifelerdeki değişiklikler yürürlüğe girmeden önce bilgilendirilme hakkı,

*Abonelerin özel içerikli hizmetler de dâhil olmak üzere kısa mesaj, çağrı merkezi, internet ve benzeri yöntemlerle katıldıkları kampanya, tarife kapsamındaki tüm hizmetlerden başvurduğu yöntem ya da basit bir yöntem ile vazgeçme hakkı,

*Arızaların giderilmesinde, sağlık, yangın, afet, güvenlik ve benzeri acil durum ve güvenlikle ilgili kurum ve kuruluşlar dışında, benzer konumdaki tüketiciler arasında ayrım gözetmeme temelinde bir uygulamayı talep etme hakkı,

*Uluslararası standartlar ile Kurumun belirleyeceği standartlara uygun kalitede hizmetten yararlanma hakkı,

Görme engellilerin abonelik sözleşmelerini ve faturalarını kendilerinin faydalanabilecekleri şekilde talep etme hakkı,

*Abonelerin istenmeyen mesaj ve iletileri almayı reddetme hakkı,

Abonelerin faturalarına üst sınır getirebilme gibi hakları İşletmecilerin kampanyalar dâhilinde taahhüt ettikleri tüm edimleri zamanında, tam ve gereği gibi yerine getirmekle yükümlü olması, yasa ve yönetmeliklerle sağlanmış olmasına karşın, bu hakların bir çoğunun ihlal ve istismarlar nedeniyle, uygulamada sorunlar bitmek bilmiyor.

Tüketici Hakem Heyetlerine Yapılan Başvurularda En Çok İnternet Abonelikleri Uyuşmazlık Konusu Edildi.

2021 yılında yaşanan uyuşmazlıklar nedeniyle Tüketici Hakem Heyetlerine toplam 537.479 adetbaşvuru yapılmış olup, yapılan başvuruların ürün ve hizmet bazında değerlendirilmesi sonucu;

» internet abonelikleri (51.514 adet, % 9.5),

» ayakkabı (38.564 adet, % 7.1),

» cep telefonu (36.959 adet, % 6.8),

» kredi kartı üyelik ücreti (28.668 adet, % 5.3),

» mobilya (19.894 adet, % 3.7) ve

» GSM aboneliği (18.436 adet % 3.4)

konularına ilişkin başvuru yapıldığı görülmüştür.

Yapılan başvuruların sektör bazında değerlendirilmesi neticesinde ise; sırasıyla en çok

» Perakende Ticaret Sektörü (248.866 adet, % 46.3),

» Abonelik Hizmetleri Sektörü (98.417 adet, % 18.3)

» Finansal Hizmetler Sektörü (69.819 adet, % 13) konularına ilişkin başvuru yapıldığı görülmüştür.                                                                                                                                       Parasal değer olarak ise, Tüketici hakem heyetleri 2021 yılında yaklaşık 870 Milyon TL değerinde uyuşmazlık tutarını değerlendirme konusu yapmıştır.

TELEKOMÜNİKASYON SEKTÖRÜNDE YAŞANAN SORUNLAR!..

Hızla gelişen telekomünikasyon sektörünün hizmetlerinden yararlanan tüketicilerin sayısı nüfusun çok büyük bir kesimine ulaşmış olup, bu sektörün yasa ve yönetmeliklere aykırı uygulamaları yanında, tüketiciden alınan dolaylı vergilerin çeşitliliği ve Dünyada en yüksek oranda vergi uygulanmasına devam edilmesi ile süreç içerisinde birçok haksız uygulamanın boyut kazanmasına neden olmakta ve tüketicileri mağdur etmiştir/etmektedir.

Vergi yükü mağduriyete yol açıyor.

Telekomünikasyon sektöründe, sabit ve mobil operatörler üzerinden farklı vergiler uygulanmaktadır.

Telefon Hizmetinden Alınan Dolaylı Vergileri, Özel İletişim Vergisi (ÖİV),  Katma Değer Vergisi (KDV),Vergi Benzeri Diğer Yükümlülüklerden Hazine payı Hazine payı ve Kurum masraflarına katkı payı, Telsiz ruhsatname ücreti, Telsiz kullanım ücretigibi direk ya da dolaylı vergiler alınmaktadır.

Ülkemiz, telekomünikasyon sektöründe yüzde 56,3 oranında uygulanan dolaylı vergiler ile dünyanın en yüksek vergi ödenen birkaç ülkesinden biridir. Birçok gelişmiş veya gelişmekte olan ülkede vergilendirme oranı, ortalama yüzde 17 seviyesinde uygulanmaktadır. 

Alınan yüksek vergiler özellikle düşük gelir düzeyine sahip tüketici yurttaşlar üzerinde büyük bir baskı oluşturarak, hem karşılığı olmayan haksız kazanca neden olmakta, hem de sektörde birçok sorunun ortaya çıkmasına neden olmaktadır.

Yaşanan sorunlar artarak devam ediyor.

COVİD 19 Pandemisinin yarattığı ağır koşulların yanında haksız zamların ve fahiş fiyat artışlarının olumsuz etkileri yanında yaşanmakta olan haksız, yasa hukuk tanımaz uygulamalar artarak devam etmiştir/etmektedir. Bu süreçte tüketicilere yönelik hayatı kolaylaştıracak önlemler alınmamış ve tüketiciler en yüksek orandaki dolaylı vergileri ve dolaylı vergilerden alınan KDV ni ödemeye mahkum edilmişlerdir.

Ev/işyeri telefonlarına uygulanan yüksek orandaki sabit ücretlerin alınmasına devam edilmektedir. Sabit telefonlardan alınan sabit ücret tutarı asgari 35,00 TL olup, GSM şirketlerinin de keyfi uygulamaları sonucu sabit ücret her yıl düzenli yapılan artışlarla tüketiciden tahsil edilmektedir.

Konuyla ilgili itirazlar firmalar nezdinde yanıtsız kalmakta, başvuru durumunda Bilgi Teknolojileri iletişim kurumundan “Başvurunuz İncelenmiştir. Şikayetinizle ilgili olarak Abonelik Sözleşmesi imzalayarak hizmet aldığınız işletmecinize müracaat etmeniz gerekmektedir.”  ya da “şikayet konunuzla ilgili Tüketici Hakem Heyetine başvurabilirsiniz” yanıtı verilerek kurumun denetim mekanizmaları işletilmemektedir.

Yapılan kampanyalarda yeterli ve açık bilgilendirmeler yapılmaması, Kampanyalarla verilen taahhütlerin çoğu zaman yerine getirilmemesi, Sözleşme yapılmaması/verilmemesi nedeniyle kampanya koşullarının tek yanlı olarak sık sık değiştirilmesi, adres değişikliklerinde ve/veya kurulum sürecinde verilmeyen/alınmayan hizmete faturalar düzenlenmekte olup, tüketicinin haksız uygulamalara karşısında mağduriyeti ortaya çıktığı gibi yaptığı tüm itirazları da çoğu zaman sonuçsuz kalmaktadır.

Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu (BTK) tarafından da değişik kampanyalarla ilgili tüketicilerin mağduriyetlere neden olunan sorunlarının giderilmesine ilişkin kararları olmasına karşın, mağduriyetlerin yaşanmasına yaygın olarak devam edilmektedir.

* Taahhütlü kampanyalarda TKHK ilgili hükümleri ve BTK tüketici hakları yönetmeliğine aykırı uygulamalar yapılması,

* Özellikle iletişim araçları yoluyla kurulan sözleşmelerin bir nüshasını veri sağlayıcısı üzerinden tüketiciye verilmemesi, Cayma hakkının kullandırılmaması.

*Özellikle internet aboneliklerinde kurulum yapılmadan verilmeyen hizmetin faturalandırılması,

*Caymadan kaynaklı olan cezai işlem tüketicinin lehine olan tutar değil, tüm taahhüt süresini içeren indirimler hesaplanarak yüksek tutarların talep edilmesi,

*Etiket, fiyat listesi ve tarifelerin yaygın olarak bulundurulmaması,

 * Taahhütlü aboneliklerde süre bitimine yakın hizmet veren şirketin süre uzatımı yapması nedeniyle ek tutarların faturaya yansıtılması,

*Faturaya yansıtılan dolaylı vergilerin tüketici yurttaşların yaşamına olumsuz etkilerinin yaygın bir biçimde yaşanması,

*Faturaya tahakkuk ettirilen dolaylı vergilerden KDV alınması, (verginin vergisi olur mu!)

*Taahhütlü aboneliklerde bilgilerin tüm şirketlerle paylaşılması nedeniyle süre bitmeden yapılan aramalar ve gönderilen mesajlardan kaynaklı tacizlerin yaşanması,

*Kampanyalara ilişkin Kota aşımlarında tüketicilerin uyarılmaması sonucu çok yüksek tutarlarda faturalar gelmesi sorun yaratmaktadır.

* GSM operatörleri üzerinden yapılan, mobil oyuncu, melodi servisi, haber servisi gibi içerik servisleri ile benzer hizmet uygulamaları haksız,/tüketiciyi mağdur eden sonuçları 2021 yılında göreceli olarak azalmasına karşın, bu konularda yaşanan yaygın sorunlar tüketicinin çok yüksek bedeller ödemesine neden olmaktadır. GSM şirketi, tüketiciyi mağdur eden içerik servislerinin kendileriyle herhangi bir ilgileri olmadığını belirterek ayıplarını ve ortak sorumluluklarını göz ardı etmektedirler. Ayrıca iptal talepleri yerine getirilmediği gibi, çoğu zamanda muhatap bulunmakta olup, hakem heyetleri gereksiz yere meşgul edilmektedir.

*Diğer vergiler, Harçlar, Fonlar adı altında “telsiz kullanım aylık taksit” bedeli tahakkuk ettirilmekte olup, ayrıntısı açıklanmamaktadır.

* Telekomünikasyon şirketlerine başvurularda yetkililerin/görevlilerin ilgisizliği, itirazlara makul süre içerisinde yanıt verilmemesi yaşanan sorunların büyümesine ve mağduriyetlere yol açmaktadır.

Yine operatör aramalarında yapılan düzenlemelere rağmen sürekli yönlendirmeler/ bekletmeler dakikalarca sürmekte olup, tüketici yurttaşlar açısından zaman ve para kaybına neden olmaktadır.

*Abone merkezleri ile bayilerden HAT satın alan tüketicilerin abone kayıtlarının zamanında yapılmaması nedeniyle sorunlar yaşanmaktadır.

*Sözleşmelerin ekinde tüketiciye imzalatılan taahhütname ile belgelerin bir nüshası tüketicilere verilmemektedir.

*Numara taşıma işlemlerinde tüketici çoğu zaman yanıltılmaktadır. Özellikle de reklamlarda tüketici yeterince bilgilendirilmemektedir.

*İletişimde yetersiz altyapı nedeniyle yaşanan yavaşlamalar ve kesintilerin yaygın olmasından kaynaklı birçok sorun ortaya çıkmaktadır. (Özellikle GSM ve 4,5G sisteminde)

*KVKK aykırı bir biçimde yapılan zamansız ve sayısız aramalar, gönderilen mesajlar tüketicinin yaşamını azaba çevirmiş olup, bu konuda yapılan denetimler oldukça yetersiz kaldığı görülmektedir

* Başıboş, mantar misali binaların üzerine, elektrik direklerine, okullara, camilere, kamu kurumlarına yoğun konut alanlarına ya da çevrelerine konuşlandırılan BAZ istasyonlarının yarattığı elektromanyetik alanlar olumsuz etkileri nedeniyle tüketici yurttaşların sağlık ve güvenliğini tehdit etmektedir.

İnternet kullanımında yaşanan sorunlar

2021 yılında Tüketici Hakem Heyetlerine yapılan toplam 537.479 adet Başvuru içinde internet abonelikleri (51.514 adet, % 9.5), olarak en fazla sayıda başvuru yapılan uyuşmazlık konusu oldu.

Şirketlerin verdiği internet hizmetini telefon aboneliğine bağlı olarak yapmaları, tüketici açısından bir başka mağduriyet yaratan uygulama olmuş, şirketler için de bir haksız kazanç kapısı oluşturmaya devam etmektedir..

Rekabet Kurulunun 19.02.2009 tarih, 09-07/127-38sayılı kararıyla, ADSL bağlantısı için sabit telefon hattı olmasının zorunlu tutulmasının 4054 sayılı Kanun’a aykırı olduğuna karar vererek Telekom’a bu haksız durumu düzeltmesi için 3 ay süre vermesine karşın geçen bunca yıla rağmen gereği yapılmamıştır.

Bu haksız durum aynı zamanda Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanunun 1. ve 5. Maddelerine aykırılık oluşturmaktadır. BTK nun uyarıları firmalara işlememiş ve firmaların bugün-yarın uygulamayı başlatıyoruz diyerek yaptığı birçok açıklamalarına karşın haksız uygulama hala devam etmektedir.

Tüketiciler, yapılan tüm ADSL sözleşmeleriyle sunulan hizmetin kapsamıyla ilgili de birçok sorun yaşamaktadırlar. Tüketiciler  kullandıkları internetin hızıyla ilgili birçok sorun yaşadıkları gibi, “limit aştın gerekçesiyle çok yüksek faturalar ödeyerek, dünyanın en pahalı internet hizmetini kullanmaktadırlar.

ADSL hizmetini bir başka operatörden almak isteyen tüketicilere önceki operatör tarafından ceza faturaları gönderilerek tüketiciler taahhüdü ihlal gerekçesiyle mağdur edilmektedirler.

Taahhütlü abonelik süreleriyle ilgili TKHK kanun hükmü ile yönetmeliğin 14. ve 22. Maddelerinin birbiriyle çelişmesi nedeniyle bir yıl süreden fazla olan aboneliklerde firmalar tarafından yüksek ceza tutarları gönderilmektedir. Bu nedenle daha açık ve net bir biçimde düzenleme ihtiyacı söz konusudur.

Mobil internet kullanımında yaşanan hız yavaşlaması ve kota aşımı ile ilgili yaşanan sorunlarla ilgili çok sayıda tüketici TÖK bileşeni olan derneklerimize başvuruda bulunmaktadır. Şikâyetler genel olarak  mobil hizmet vermekte olan GSM şirketleri üzerinde yoğunlaşmaktadır.

Mobil internet kullanmak isteyen tüketicilerin yaşadıkları kapsama alanı sorunları ile vaat edilen hızda internet kullanamamaktadır. Bu durum şirketlerin yeterli altyapıya sahip olmalarına karşın tüketici mağduriyetlerine sebebiyet vermelerinin ana nedeninin hizmeti kullanan tüketicinin daha pahalı olan tarifeye ya da kampanyaya geçmesinin sağlanmasıdır. 

Yine mobil internet kullanımında son dönemlerde önemli ölçüde azalmalar yaşanmasına rağmen, kotaların düşük tutulması tüketicilerin kısa sürede belirlenen kotaları aşmasına neden olmaktadır. Söz konusu firmalar tarafından kota aşımında herhangi bir ikaz sistemi bulunmadığı için binlerce tüketici fahiş faturalar ile karşı karşıya kalabilmektedir. Bu durum tüketicilerin ekonomik olarak mağduriyetlerine neden olmaktadır. GSM firmaları her türlü kota aşımında yasa ve yönetmelik gereği tüketicileri önceden bilgilendirmek ve risklere karşı uyarmak zorunda olmalarına karşın, bu sorumluluklarını yeterine yerine getirmemektedirler.

Mobil internet hizmeti veren şirketlerin kapsama alanlarının genişlediğine dair reklam ve tanıtımlarına rağmen uygulama da kapsama alanlarına ilişkin yoğun sorunlar yaşandığı bilinmektedir.  GSM firmalarının, kapsama alanı yeterli olmayan bölgelere mobil internet hizmeti sunması gerekliliği vardır. Aksi halde tüketicilerden vermediği bir hizmetin bedelinin talep edilmesi haksız kazanca neden olacaktır. Bölgesel değişikliklerde tüketici önceden uyarılması gerekmektedir. Yine Mobil internet hizmeti sunan şirketlerin kota aşımı nedeniyle de yaşanan mağduriyetlerin önüne geçmek amacıyla tüketicileri önceden uyaracakları bir sistem uygulamaları gerekmektedir. Aksi halde tüketiciler fahiş faturalar ödeyerek mağdur olmaya devam edeceklerdir. Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanuna göre de,  vaat edilen bir hizmetin yerine getirilememesi ayıplı bir hizmet sayılacaktır.

Baz istasyonları yaşamı tehdit etmeye devam ediyor.

Nobel ödüllü Amerikalı Onkolog Devra Davis cep telefonlarıyla ilgili, belli bir süre  öncesine kadar güvenli zannederdim. Ama öyle deney sonuçlarını gördüm ve baskıya şahit oldum ki, artık sağlığa alarm derecesinde zararlı olduğunu düşünüyorum… ifadesini kullandığı kitabında  cep telefonlarının sağlığa etkilerine yönelik, “küresel bir alarm durumu” ilan edilmesi gerekirken, cep telefonu endüstrisinin büyük çabaları sonucunda bu cihazların zararlarını göstermeye çalışan saygın bilim adamlarının karalanmaya çalışıldığını da belirtti.

Sigaranın zararlarının yoğun olarak tartışıldığı 1970’lerde sigara konusunda çok önemli araştırmalara imza atan Alman profesör Franz Adlkofer ise şimdiye dek cep telefonları için yapılan çalışmasında kamuoyuna açıklanmayan sonuçlarından birinin radyo dalgalarının insan hücrelerinin normal olarak çalışmasına engel olduğunun tespit edildiğini, bu durumun yeni çıkan  telefonlarda önceki telefonlara oranla çok daha ciddi şekilde görüldüğünü tespit etmesiydi.                                                                                                                                                                        Yargıtay’ın, insan sağlığını olumsuz etkilediği gerekçesiyle baz istasyonlarının yerleşim yerlerinden uzaklaştırılma sı gerektiğine dair kararında, “yönetmeliğe uygun olarak kurulup işletilse dahi baz istasyonlarının ” uzun süreli radyasyona maruz kalacak insanların sağlığının olumsuz yönde etkileneceğine”  bu nedenle baz istasyonunun yerleşim yerlerinden uzak uygun bir yere taşınması gerektiği belirtilen kararda ayrıca, ”Çevredekiler için gelecek ve uzun zaman diliminde büyük endişe, psikolojik yapısında tedirginlik ve ümitsizlik yaratarak, kişilerin çalışmasını ve sağlık değerlerini olumsuz etkileyecek ve zararlı sonuç doğuracaktır.

Bir baz istasyonu, var olan yönetmeliğe uygun çalıştırılsa dahi zarar veriyorsa, yönetmeliğe uygun olduğundan söz edilerek zarar verenin sorumluluktan kurtulması mümkün değildir” denilmesine karşın, “Baz istasyonları ve cep telefonları kanser yapıyor diye veriler söyleyenler, açıklamalar yapanlar var. Baz istasyonları kent dışına çıkarılsın diye ortalığı ayağa kaldıranlar var.

yılarldır insan sağlığına zarar verdiğine dair somut veri ve kanıt yok. Bazı kişiler ve medya kuruluşları bunu saptırıyor. Baz istasyonları dışarı çıkarıldığı takdirde mobil haberleşme yapılamaz. Hayatımızın ayrılmaz parçası olan cep telefonları görüşmeleri aksar.” İfadeleri en hafif deyimiyle SORUMSUZLUKTUR.    

Bu gün yaşanan ölümlerin en fazla olduğu hastalıklardan birisinin kanser olduğu herkes tarafından kabul edilen bir olgudur.Kanser yapan nedenler incelendiğinde ise elektromanyetik alanların yarattığı sorunların öncelikli kanser nedeni olduğu da bilim insanlarınca yapılan araştırmalar sonucu ortaya çıkmıştır.                                                                     

Çözüm Bellidir!,

*TÖK-AR olarak hazırladığımız raporumuz içeriğinde açıkladığımız/tespit ettiğimiz konularda, telekomünikasyon kuruluşlarının yasa hukuk tanımaz uygulamalarından vazgeçerek, sorun üretmeden, yasaya ve hukuka uygun bir duruşla çözüme katkı yapmaları gerektiği gibi kamu kurumları da düzenleme ve denetleme görevlerini çözüm üretecek şekilde yapmalıdırlar.

*Dolaylı vergilerden KDV alınması gibi garip bir uygulamanın tüketicinin sırtında kambur olarak durması anlaşılır bir durum değildir. Kamu otoritesinin zaman geçirmeden telekomünikasyon sektöründe vergi yükünü azaltmak adına dolaylı vergileri kaldırarak, tüketiciyi rahatlatacak çözümler üretilmelidir.

*Taahhütlü aboneliklerde mevzuata aykırı olarak düzenlenen fahiş tutarlı faturalar ile yapay kota/limit aşımı nedeniyle gönderilen yüksek faturalara son verilmelidir.

Ancak bu şekilde Telekomünikasyon sektöründe yaşanan yasa hukuka aykırı sorunlara ÇÖZÜM üretilebilinecektir.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir